Pratik Bilgiler

» Amortisman Sınırı
» Vergiden Müstesna Yemek Bedeli
» Emlak Vergisi Oranları
» Fatura Düzenleme Sınırı
» Değer Artış Kazançları İstisna Tutarları
» Kıdem Tazminatı Tavanı
» Usulsüzlük Cezalarına Ait Cetvel
» Yıllık Ücretli İzinler

Muhasebe Standartları

» Ülke içinde kullanılan muhasebe standartlarını uluslararası standartlarla bütünleştirebilmek için 1995 yılından bu yana 43 uluslararası muhasebe standardı Türkiye’ye ...

T.C. Resmi Gazete

SİRKÜLER

Sirküler No:2013/29 İŞE BAŞLATMAMA TAZMİNATLARINDA VERGİ UYGULAMASI

 

   
Sirküler Tarihi: 08.04.2013
Sirküler No      : 2013/29
İŞE BAŞLATMAMA TAZMİNATLARINDA VERGİ UYGULAMASI
Bilindiği üzere muhtelif nedenlerle işten çıkarılan işçiler açmış oldukları davada çoğunlukla tazminat almaya hak kazanmaktadırlar. İş Kanun hükümlerine istinaden işveren aleyhine verilen işe başlatmama tazminatlarının vergisel boyutu geçmişte tartışma konusu olmuş, Maliye Bakanlığı muhtelif görüşlerinde bu tazminatların ücretin bir unsuru sayılarak vergiye tabi tutulması gerektiğini belirtmiştir. Ancak konuya ilişkin olarak Danıştay, işe başlatmama tazminatlarının ücret olmayıp mahiyeti itibariyle bir tazminat ödemesi olduğu, bu itibarla da vergiye tabi bulunmadığı yönünde kararlar vermiştir.
Nihayetinde 5904 sayılı Kanunla Gelir Vergisi Kanunu’nda yapılan değişiklik ile işe başlatmama tazminatı Gelir Vergisi'nden müstesna kılınmıştır.
Gelir Vergisi Kanunu’nun konuya ilişkin 25. madde hükmü aşağıdaki gibidir:
“Aşağıda yazılı tazminat ve yardımlar Gelir Vergisi'nden müstesnadır:
1. Ölüm, sakatlık, hastalık (5904 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle değişen ibare. Yürürlük; 03.07.2009)ve işsizlik sebepleriyle (işe başlatmama tazminatı dahil) verilen tazminat ve yapılan yardımlar;
…………….”
Gelir Vergisi Kanunu’na 5904 sayılı Kanunla eklenen geçici 77. madde hükmü ise yasanın yürürlüğe girmesinden önce anılan ödemeler üzerinden kesilmiş bulunan vergilerin akıbetini düzenlemiştir. Kanun’un geçici 77. madde hükmüne göre;
"… 4857 sayılı İş Kanununun 21 inci maddesi uyarınca işverenlerce işçiye ödenen işe başlatmama tazminatları, damga vergisi hariç herhangi bir vergiye tabi tutulmaz. Anılan dönemlere ilişkin işe başlatmama tazminatı gelir vergisi tevkifatına tabi tutulan mükelleflerin; tarha yetkili vergi dairelerine başvurmaları ve dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri şartıyla 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun düzeltmeye ilişkin hükümleri uyarınca tahsil edilen gelir vergisinin red ve iade işlemleri yapılır...”
Anılan hükümler 3/7/2009 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
İstisna kapsamındaki tutar, iş sözleşmesi feshinin geçersizliğine karar veren mahkeme veya özel hakemin kararında belirlediği işçinin işe başlatılmaması nedeniyle ödenecek tazminat miktarı ile sınırlıdır.
İş davalarında genellikle işçiye iki tür ödeme yapılmaktadır. Bunlar:
1. İşverenin işçiye işe başlatmama tazminatı olarak 4 ila 8 ay arasında ödenen tazminat
2. Çalıştırılmadığı süre için en çok 4 aylık ücret ve diğer hakları
Yukarıda yer verilen Yasa hükmü uyarınca, işverenin işçiye işe başlatmama tazminatı olarak ödediği 4 ila 8 ay arasındaki tazminat üzerinden gelir vergisi kesintisi yapılmayacak yalnızca damga vergisi hesaplanacaktır.
İşçinin çalıştırılmadığı süre için ödenen 4 aylık ücret ve diğer haklar ise ücret olarak gelir vergisine tabi tutulacaktır.
Öte yandan Gelir Vergisi Kanunu’nun 40/3. maddesine göre “işle ilgili olmak şartıyla, mukavelenameye veya ilama veya kanun emrine istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminatlar” safi kazancın tespitinde indirim olarak kabul edilmektedir.
Anılan hüküm uyarınca yukarıda bahsolunan ödemelerin tamamı işverenlerce yasal gider olarak dikkate alınabilmektedir.  
Öte yandan Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nce verilen 20.01.2012 tarih, Esas No: 2011/18310, Karar No: 2012/313 sayılı Karar’da “işe iade başvurusu samimi olmayan işçi işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süreye ilişkin ücrete hak kazanamaz” yönünde hüküm tesis edilmiştir. Anılan Kararın özeti aşağıdaki gibidir: 
“4857 sayılı İş Kanunu’nun 21. maddesinin 5. fıkrasına göre, işçi kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren 10 iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. Aksi halde işverence yapılan fesih, geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur.
4857 sayılı İş Kanunu’nda işçinin şahsen başvurması gerektiğine dair bir düzenleme bulunmamaktadır. İşçi, işe başlatılma konusundaki iradesini bizzat işverene iletebileceği gibi, vekili ya da üyesi olduğu sendika aracılığı ile de ulaştırabilecektir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun Dairemizce de benimsenen görüşü bu yöndedir (Yrg. HGK, 17.06.2009 gün ve E. 2009/9-232, K. 2009/278).
İşveren işe iade için başvuran işçiyi 1 ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde en az 4, en çok 8 aylık ücret tutarında belirlenen iş güvencesi tazminatı ile boşta geçen süreye ait en çok 4 aya kadar ücret ve diğer hakları ödenmelidir.
İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla, işçi işverene hiç başvurmamış gibi sonuca gidilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 21/5. maddesine göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Bunun sonucu olarak da, işe iade davasında karara bağlanan işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların talebi mümkün olmaz. Ancak, geçerli sayılan feshe bağlı olarak işçiye ihbar ve koşulları oluşmuşsa kıdem tazminatı ödenmelidir…”
 
Saygılarımızla,
 
E. SÖNMEZ & B. ERSAN & S.A. ARISOY
SİNERJİ Denetim Danışmanlık
ve Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti.
 
 
 
 
 
 
 

 



DOSYAYI İNDİR (Sağ Tık/Farklı Kaydet)